Son yıllarda, 50 yaş altındaki bireylerde kolon kanseri vakalarının alarm verici bir şekilde arttığına dair pek çok çalışma yapılmakta. Önceden yaşlılık hastalığı olarak nitelendirilen bu durum, artık genç nesillerin sağlığını da tehdit eder hale gelmiştir. Uzmanlar, bu artışın nedenlerinin başında obezite, yanlış beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzı değişikliklerinin olduğunu ifade ediyor. Peki, ne oldu da kolon kanseri, daha genç bireyleri tehdit etmeye başladı? Birlikte inceleyelim.
Kolon kanseri, sindirim sistemi kanserleri arasında en yaygın ikinci türdür. Genellikle 50 yaş ve üstü bireylerde daha sık görülse de, son yıllarda yapılan araştırmalar, bu durumun 50 yaş altı bireylerde de hızla arttığını göstermektedir. CDC verilerine göre, 1990’ların sonlarından bu yana, 20’li ve 30’lu yaşlardaki gençlerde kolon kanseri insidansı %90 oranında artmıştır. Peki, bu dramatik artışın sebepleri neler? Uzmanlar birkaç faktörü öne sürmektedir:
İlk olarak, modern yaşam tarzının getirdiği hareketsizlik ve obezite, kolon kanseri gelişimiyle doğrudan ilişkilidir. Genç bireylerin çoğu; çalıştıkları ortamda uzun süre oturmakta, fast food tüketimine yönelmektedir. Yüksek kalorili, düşük besin değeri olan gıdalar, gençlerin sağlığını ciddi anlamda tehdit etmektedir. Ayrıca, hızla tüketilen hazır gıdalar, lif oranı düşük besinler içermekte ve bu da sindirim sisteminin sağlığını olumsuz etkilemektedir.
Uzmanlar, gençlerde kolon kanseri artışının önemli nedenlerinden birinin beslenme alışkanlıkları olduğunu vurgulamaktadır. Özellikle işlenmiş gıdalar, şekerli içecekler, kırmızı et ve az lif tüketimi gibi unsurlar, kolon kanseri riskini artırmaktadır. Araştırmalar, düzenli sebze ve meyve tüketiminin, kanser gelişiminde koruyucu bir etkisi olduğunu göstermektedir. Ancak, gençler arasında artan şekerli ve işlenmiş gıda tüketimi, bu koruyucu etkilerin ortadan kalkmasına yol açmaktadır. Ayrıca, probiyotikler ve lif açısından zengin gıdaların yetersizliği, bağırsak sağlığını bozarak, kolon kanseri riskini artıran bir diğer faktördür.
Özellikle gençler arasında popüler olan diyet trendleri, kolon sağlığını da olumsuz etkileyebilir. Örneğin, protein ağırlıklı diyetler ya da düşük karbonhidrat diyeti uygulayan bireyler, yeterli meyve ve sebze tüketmediklerinde, sindirim sistemlarının dengesini bozabilmektedir. Bu da, kolon kanseri riskini artıran bir durum olarak dikkat çekmektedir. Ayrıca, stresin de sindirim sistemi üzerindeki olumsuz etkileri yadsınamaz. Gençler, iş ve sosyal hayatın getirdiği stres ile başa çıkmakta zorlandıklarında, sağlıklı beslenme alışkanlıklarını da göz ardı edebilirler.
Bireyler, sağlıklı yaşam tarzı benimseyerek bu riski azaltabilirler. Beslenme alışkanlıklarını gözden geçirip, besin değeri yüksek gıdalar tercih edilmelidir. Lifli gıdalar, sebzeler ve meyveler günlük beslenme planının vazgeçilmezleri arasında olmalıdır. Ayrıca, düzenli fiziksel aktivite eklemek de önemlidir. Haftada en az 150 dakika orta şiddette egzersiz yapmak, obezite riskini azaltır ve bağırsak sağlığını korumaya yardımcı olur.
Son olarak, düzenli olarak doktor kontrolü yaptırmak, erken teşhis açısından kritik öneme sahiptir. Kolon kanseri, erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilir bir hastalıktır. Eğer aile geçmişinde kolon kanseri öyküsü varsa, doktor tavsiyeleri doğrultusunda gerekli testlerin yapılması önerilmektedir. Genç bireylerin, sağlıklarına dikkat etmeleri ve bilinçli yaşam alışkanlıkları geliştirmeleri, bu korkutucu artışın önüne geçilmesine yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, kolon kanserindeki bu artış, bireylerin yaşam tarzlarını gözden geçirmelerini gerektirmektedir. Doğru beslenme alışkanlıkları, düzenli egzersiz ve sağlık kontrolleri, gelecekte bu hastalığın yaygınlığını azaltmada büyük rol oynamaktadır. Uzmanların önerilerine kulak vermek, kolon sağlığını korumak için yapabileceğiniz en önemli adımlardan biridir.